Asırlar boyunca kadınların dünya üzerindeki var oluş nedenleri ve ortaya koydukları başarı onları hep üstün kıldı ve pek tabii kılmalı. Sanatın her alanı, spor, politika, ev, anne kısacası hayatın her noktasında göstermiş oldukları üstün madalya ödülünü hak eden, hem dünyada hem de ülkemizde yaşayan kadınların toplumdaki yerini fazlasıyla gösteriyor. Dünya; Asıl işlevin kadına ait olduğunu söyler. Çünkü dünyanın gelişimindeki en önemli öğe-varlık, devamlılığın sağlanmasıdır ve bunu mümkün kılan da, yeni nesillerin oluşmasında en önemli faktör kadınlardır. Dünyayı nesilden nesle taşıyan, sonraki neslin gelişimine zemin hazırlayan da (eğiterek, öğreterek ve rehber olarak) kadınlar olduğundan, ilerleme ya da genel anlamda yaşam, kadınsız mümkün değildir.
Bu durum genetik köklerimizden kaynaklanıyor. Çünkü yaratılış dişi karakterdedir. Aslolan tüm yaratılışın dişi bileşeni. Hal böyle iken dünya edebiyatınada el etan Nobel Edebiyat Ödüllü kadınları da derlemek istedik. Listeye her yıl bir tane daha eklenmesini temenni ediyoruz.
1901 yılında bilim insanı İsveçli Alfred Nobel’in vasiyeti üzerine başlayan; fizik, kimya, edebiyat, barış, tıp ve iktisat alanında verilen Nobel ödülleri, her sene toplanan jüri üyelerinin belirlemesiyle sahiplerini buluyor. Nobel Edebiyat Ödülü, 1901’de ilk defa verilmeye başlanmıştı.
Geleneksel hale gelen Alfred Nobel’in ölüm yıl dönümü 10 Aralık tarihinde yapılan Nobel Edebiyat Ödülünün ilk kazananı Fransız; Halit Ziya Uşaklıgil’in çok sevdiği ve etkilendiği şair-yazar Sully Prudhomme oldu. Ödül İsveç’in başkenti Stockholm’da her yıl yapılmaktadır.
Nobel Edebiyat Ödülü’nün verilmesinden bugüne kadar, değer görülen kadın yazarların sayısı ise 14. Ödülü ilk kazanan kadın yazar İsveçli Selma Lagerlöf olmuştur.
Tarih sıralamasına göre Nobel Edebiyat Ödülünü alan kadın yazarlarımız.
Selma Ottilia Lovisa Lagerlöf; Çağdaş öykü yazarlarının en yeteneklileri arasına girmiş ve kabul görmüş Nils, Morton, Karot, Komutan Akka ve Reks gibi karakterlere sonsuzluk yüklemiş yazardır.

İtalyan Grazia Deledda, natüralist akımın öncülerinden Grazia, 1926’da Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazanan ikinci kadındır.

Norveçli Sigrid Undset, çağdaşlaşma alanında verdiği eserlerle anılmıştır. 1928’de ödülün sahibi oldu.

“İyi Dünya” kitabıyla 1931 yılında ilk Pulitzel ödülünü alan Pearl S. Buck yazarımız.

Latin Amerika edebiyatı denildiğinde ilk akla gelen yazarlarından Gabriela Mistral, 1945’te ödüle layık görüldü.

Savaşın insan üzerinde bıraktığı kalıcı emareleri eserlerinde işleyerek dile getiren Alman asıllı İsveçli yazar Nelly Sachs, ödülü İsrailli öykü ve roman yazarı Shmuel Yosef Agnon ile 1966’da birlikte aldı.

Güney Afrikalı edebiyatçımız Nadine Gordimer 1991’de Nobel Edebiyat Ödülü’nü almaya hak kazanan bir diğer kadın yazarımız.

Afrika ve Amerika edebiyatının tanınmasında büyük rol oynayan ve bu yolda ciddi çaba sarfeden Amerikalı yazar Toni Morrison, “Sevgili” adlı romanıyla 1985’te edebiyat ödülünü kazandı.

1996’da Polonyalı şairemiz, Wislawa Szymborska ödülü alan isim oldu.

Avusturyalı; feminist, tiyatro oyun yazarı, şaire, romancı Elfriede Jelinek, 2004’te ödüle layık görüldü. Klavierspielerin adlı eseri sinemaya uyarlanmış ve bununla birlikte alkış toplamıştır.

İngiliz Edebiyatı denildiğinde ilk akla gelen isimlerden bir tanesi Doris Lessing. 2007’de Nobel Edebiyat Ödülü’nü aldı.

Romanya’da gizli servisle çalışmayı reddettiği için işinden olmuş ve 1987 yılında Almanya’ya göç eden, Herta Müller 2009 Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazandı.

Kanada’nın taşrasından çıkmış. Çünkü öyküleri gergin ve ata erkil ilişkilerin çatışmalarıyla sonuçlanan, toplumsal sorunların yaşandığı Kanada’nın küçük kasabalarında geçer. Kısa öykünün en iyilerinden Alice Munro Nobel Edebiyat Ödülünü 2013’te almıştır.

Nükleer felaketin yaşandığı Çernobil faciasını (bir nükleer felaketin sözlü tarihi) yaşayanların gözüyle yazmış ve “İkinci El Zaman” kitabıylada 2015’te ödülü Rus yazar Svetlana Aleksiyeviç almıştır.

Yazımızın başında da belirttiğimiz gibi. Liste umarız daha uzar gider ve biz de yeni isimleri ekleriz. 🙂